Risale-i Nur da bir ilk: Mesnevi-i Nuriyenin Kürtçesi
Ciltli ilk Kürtçe risale çıktı. Türkiyede Risale-i Nurun ciltli kitapları ilk defa Kürtçede yayınlandı. Yoğun bir şekilde devam eden Risale-i Nuru Kürtçeye tercüme çalışmaları devam ediyor.Ciltli ilk Kürtçe Risale olarak tercüme edilen Mesnevi-i Nuriye, Zehra Yayıncılık tarafından deri ciltli, sarı şamua kağıt ve renkli olarak basıldı. Kuranı asrın idrakine sunan ve Müslümanları modern bilgi çağına hazırlayan Bediüzzaman Said-i Nursinin Risale-i Nur kitapları şimdiye kadar onlarca dünya diline çevrildi.
Türkiyede ilk defa 1992 de Nûbihar yayınları tarafından beş adet küçük cep risalenin Kürtçe tercümesi ile başlayan bu çalışmaya Bediüzzamanın saygıdeğer talebesi Abdulkadir Badıllının yine aynı yıl Envar Neşriyattan çıkan Küçük Sözlerin Kürtçesi takip etti. Zehra Yayıncılıkın 2008 de on adet küçük cep risalenin Kürtçe çevirisini yayınlaması ile yeni bir ivme kazandı Risale-i Nurların Kürtçe çeviri çalışmaları. Bunu RNK Neşriyatın çıkardığı ve Mela Feyzi Güzelsoyun mütercimi olduğu Küçük Sözler, 23. Söz ve Yirminci Mektubun birlikte ve bir kitap şeklindeki Kürtçe çeviri çalışması izledi. Zehra Yayıncılık bu Mesnevi-i Nuriye çevirisi ile Türkiyede ilk defa ciltli büyük bir risalenin Kürtçe tercümesini yayınlayarak bir ilke imza attı.
Bu çeviriyi, Kürtlerin 637de Müslümanlığı kabul edişlerinden beri ilk, orta, lise ve üniversite seviyesinde Kürtçe eğitimin kaynağını teşkil eden Kürt Medreseleri mezunu bir alim ve saygın bir Nur talebesi olan Seyda Mela İbrahim Halil Amedi gerçekleştirdi. Seyda Mela İbrahim, Kürtçe nin dini ve edebi literatürüne hakim bir alim olarak yaptığı bu Mesnevi-i Nuriye tercümesi, gerçekten oldukça akıcı, anlaşılır ve yetkin bir üsluptadır. Bediüzzaman Said-i Nursinin de aynı medreselerin meyvesi olmasından olsa gerek, tercümenin üslubu da Bediüzzamanın üslubunu andırıyor. Okunurken çeviri olduğu hiç fark edilmiyor. Kürtçe nin dini ve edebi literatüre tam hakim olmamaktan doğan ve kompleksli bir psikolojinin ürünü olarak kendini gösteren sıkı, sıkıcı ve sıkıntılı bir tercüme dili kokan öz-Kürtçe kaygısı görünmüyor bu tercümede.
Dini bir metin olan Mesnevi-i Nuriye gibi İslam düşünce mirasında bir başyapıt değerinde olan bir eserin tercümesinde, dini literatürün ortak kavramlarını kompleksiz bir şekilde ve yerli yerinde kullanmış mütercim. Bu haliyle bu çeviri, Kürtçede oluşmaya başlayan dini metinlerin çeviri dilinde bir mihenk taşı ve bir standart olmaya da adaydır.
Zehra Neşriyat, bu önemli ve tarihi çalışmadan sonra, diğer ciltli Nur risalelerin yayınlanması için de çalışmalarını sürdürüyor.